Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz tasarının 63üncü maddesi üzerine vermiş olduğumuz önergeyle ilgili söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle sizleri ve ekranları başında -gerçi ekran başında kimse kalmadı bu saatte- izleyen vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununun 24üncü maddesinde değişiklik öneren torba yasanın 63üncü maddesi, Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı bir düzenleme getirmektedir. 3308 sayılı Yasanın mevcut maddesine göre staj yaptırma yükümlülüğü olan işletmelere, bu yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda, on sekiz yaşından büyükler için ödenen asgari ücretin üçte 2si oranında ceza öngörülmekteydi. Oysa torba yasaya konulan 63üncü maddeyle, işletmeler 20den az veya fazla personel çalıştırmasına göre bir ayrıma tabi tutulmaktadır. 20den az personel çalıştıran işletmelere daha az, fazla personel çalıştıran işletmelere daha çok para cezası belirlenmektedir. Bu Anayasanın eşitlik ilkesini çiğneyen bir düzenlemedir. Bu nedenle tasarının metinden çıkarılması gerekmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; seçim öncesi oy telaşıyla hazırlanan ve birbirinden alakasız onlarca düzenlemeyi içeren bu tasarının geneline baktığımızda tek eksikliğinin bu noktada olmadığını görüyoruz. Özellikle çalışanların, emekçilerin hakları önemli ölçüde gasp edilmektedir. Emek düşmanı, işçi karşıtı AKP, emekçilerimizi kuralsız, güvencesiz, kısa süreli, düşük ücretle çalışmaya zorlamakta, sendikasızlaştırmaya çalışmaktadır.
Değerli arkadaşlarım, bu çeşit, buna benzer maddelere “evet” demek için insanın Allah korkusunun olmaması gerekmektedir… A ma görüyoruz ki Recep Bey korkusu bu korkuyu da bastırmıştır değerli arkadaşlar.
Bugün -biraz önce arkadaşlarımız da söyledi- Türkiye'nin değişik yerlerinden hak aramak için, daha iyi bir yaşam hakkı kazanabilmek için, hatta hatta mevcut durumlarını koruyabilmek için, Ankaraya Türkiye'nin değişik yerlerinden otobüslerle gelen emekçilerimiz var, ama emek düşmanı bu zihniyet, işçi düşmanı bu zihniyet verdiği talimatlarla bu işçi gruplarının yollarda, 20şer kilometre mesafelerde yollarını kestirerek bunların kimliklerini kaydetmektedir, bunları kayıt altına almaktadır. Bu mudur ileri demokrasi anlayışınız değerli arkadaşlarım?
Bu işçilerimiz, bu emekçilerimiz, bu emeğiyle geçinen, bu üreterek geçinen insanlarımız Ankaraya geldiklerinde ne yapacaklar? Sizlerin yaptığı gibi seksen beş yıllık cumhuriyet kazanımlarını mı satacaklar değerli arkadaşlar? Sizlerin yaptığı gibi seksen beş yıllık cumhuriyet kazanımlarını peşkeş mi çekecekler yandaşlarına değerli arkadaşlar? Yoksa mayınlı arazileri, sınırımızı İsraile teslim etmek için mi geliyor bu işçi arkadaşlarımız? Bunlar emeğiyle kazanan insanlar değerli arkadaşlarım.
Üzülerek şunu da söylemek durumundayım: Şimdi yollarını kesiyorsunuz, şimdi Ankaraya doğru gelmelerini engelliyorsunuz. Yarın, Ankaraya geldiklerinde de alanlara sokmayacaksınız değerli arkadaşlarım. Korkarım ve üzülerek söylüyorum ki, yarın sizler de o alanlara giremeyeceksiniz. Bunu iyi görmeniz gerekiyor.
Ben bir şeyi daha merak ediyorum değerli arkadaşlar. Çok az bir zaman kaldı, yarın memleketlerinize gideceksiniz, seçim propagandaları yapacaksınız. Bu emekçiye, bu işçiye, bu öğrenciye reva gördüğünüz haksızlığı, sizlerin talimatıyla, sizleri yönlendirenlerin talimatıyla bu işçilerimize, bu öğrencilerimize reva görülen hareketleri, reva görülen tavırları, biber gazlarını, vurulan copları memleketinizde nasıl anlatacaksınız? Bunun hesabını seçmenlerinize nasıl vereceksiniz değerli arkadaşlarım? Çok zor. Çok zorlanacaksınız. Ama ülkeyi bu hâle getiren, ülkenin varlıklarını peşkeş çeken ve peşkeş çekilirken de göz yuman sizler, tahmin ederim, buna da bir kılıf bulacaksınız değerli arkadaşlarım.
Ben madde üzerinde fazla bir şey söylemedim çünkü talimat alınmıştır. Talimat dışında oy kullanamayacağınıza göre önergeye “Evet” oyu vermenizi beklemiyorum.
Teşekkür ederim, saygılar sunarım.