İstanbul Sanayi Odası ( İSO ) geçtiğimiz günlerde Türkiyenin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu ve İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşları 2002 sıralamasında dereceye giren firmalarını açıkladı. İlk 500de 9, İkinci 500de 9 olmak üzere Gaziantepten 18 firma sıralamaya girmeyi başardılar. Bu başarı Gaziantep adına gerçekten gurur verici bir olaydır. Bu başarılarından dolayı bu firmaları ve tüm çalışanlarını kutlamak gerekir.
2002 yılında 18 olan bu sayının 2003 yılında daha da artacağına yürekten inanmaktayım. Devletten çok fazla destek beklemeden, yaşadığı sorunların çözümünü kendi içinde arayan, altyapısını kendisi yapan ve kendine sürekli yeni hedefler belirleyen Gaziantepin bu başarısı oldukça önemlidir.
Bir diğer önemli olan şey ise; özellikle son dönemlerde Türkiye ekonomisinin bir biri ardına yaşadığı ekonomik ve siyasal krizler ve üretimin önündeki engellere rağmen, Gaziantep Sanayinin sürekli büyüyerek, yeni başarılara imza tamasıdır...
Aslında, Gaziantepin göstermiş olduğu bu başarının sırrını uzakta aramaya hiç gerek yoktur. Bu başarının sırrı; Gaziantepin girişimci insanlarında, tarihi ve coğrafi konumunda yatmaktadır.
Hiçbir zaman rant ekonomisine yönelmeyen Gaziantep insanı, sürekli olarak daha fazla üretim ve istihdamı düşünmüştür. Türkiye ekonomisinin krizlerle boğuştuğu, işletmelerin birer ikişer kapandığı, insanların toplu halde işten çıkartıldıkları zamanlarda bile Gaziantep insanı yeni yatırımlara yönelmiş, işçisine ve çalışanına sahip çıkmıştır.
Eğer, son yıllardaki hükümetler başarılı olabilselerdi, inanıyorum ki bugün Gaziantepten ilk 500e giren firma sayısı bu yılki sayının iki katı olurdu. Ama maalesef, Türkiyenin özellikle son on yılı heba edilmiş, ekonomi ve siyasette istenilen güven ve istikrar ortamı bir türlü sağlanamamıştır. Son dönemlerde siyasi alanda bir istikrar sağlanmış görünse de üretimin önündeki engellerin kaldırılmasına dönük kalıcı, ciddi adımlar henüz atılamamıştır. İşte, ekonomik olarak bu kadar kötü bir dönemden geçtiğimiz, faizlerin yüzde iki yüzleri geçtiği dönemlerde birçok insan gibi Gaziantep insanı da rant ekonomisinden para kazanabilirdi. Ama, Gaziantepli sanayici hiçbir zaman bunu düşünmemiş, kazandığı beş liranın üçünü yatırım yaparak değerlendirmiştir. İlk Organize Sanayi Bölgesine 1969 yılında kavuşan Gaziantep insanı, sürekli daha iyiye ve ileriye ilkesiyle kısa zamanda IV Organize Sanayi Bölgesine sahip olmuştur. Ve kurduğu bu organize sanayi bölgelerinde bugün; Türkiyede üretilen makine halısının %65ini, makarnanın %60ını, polipropilen çuvalın %60ını, akrilik ipliğin %60ını, un imalatının %25ini, pamuk ipliği imalatının %20sini üreterek ülke ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır.
Gaziantepin bu noktaya gelmesinde diğer önemli bir gerçekte tarihi ve coğrafi konumunda gizlidir. Tarihi kökleri M.Ö 4000 yıllarına kadar dayanan Gaziantepte, ilk çağlarından günümüze kadar tarihin her dönemine ait izlere rastlamak mümkündür. Gaziantep, tarihin her döneminde bölgenin ticaret merkezi olmayı başarmıştır. Türkiyenin Ortadoğuya açılan en önemli kapısı olan Gaziantep ; kara, hava ve demiryolu ulaşım imkanları ile ticaret ve sanayideki başarıları her geçen gün artırmasını bilmiştir. Özellikle GAPta oluşan tarımsal çıktılarının dünyaya pazarlanması konusunda da Gaziantep önemli bir misyon üstlenmiş, GAPın dünyaya açılan penceresi konumuna gelmiştir.
Gaziantepin bu başarısı bütün Türkiyeye örnek olmalıdır.