Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), bu hafta başında 2002 yılında en fazla ihracat gerçekleştiren İkinci 500 büyük firmayı açıkladı. Listeye giren firmaların 498i özel sektörde, 2si ise kamu alanında faaliyetlerini sürdürmektedirler. En fazla ihracat yapan İkinci 500 firma içinde 260 firma ile İstanbul birinci, 51 firmayla İzmir ikinci, 39 firmayla Bursa üçüncü sırada yer almaktadır. Bunları; 13 firmayla Denizli, 12 firmayla Gaziantep, 11 firmayla Ankara ve Manisa, 10 firmayla Kocaeli, 9 firmayla Hatay ve İçel takip etmektedir.
Araştırmaya göre; en çok ihracat yapan İlk 500 firma, toplam Türkiye ihracatının yüzde 72ye yakın bir kısmını gerçekleştirirken, ikinci büyük 500 firma ise Türkiye ihracatının ancak yüzde 8lik bir kısmını gerçekleştirmiştir. İlk 500 sıralamasına giren firmalarımızın yıllık ihracatı 26 milyar dolar sınırında iken, bu rakam ikinci 500 için 3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşiyor. İlk 500 yaklaşık 350 bin kişilik, İkinci 500 ise 90 bin kişilik istihdam olanağı sağlamaktadır. Bu rakamlara bakıldığında İkinci 500 içerisinde yer alan firmaların büyük çoğunluğunu Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler (KOBİ ) diye tanımlanan firmalardan oluşmaktadır.
Burada benim dikkatimi çeken; iki grubun gerçekleştirdiği ihracat rakamları arasındaki farktır. Elbette iki grup arasında bir fark olacaktır. Ama bu farkın neden bu kadar büyük olduğu, üzerinde önemle durulması gereken bir konudur.
Türk sanayinin büyük çoğunluğunu küçük ve ortak ölçekli işletmeler oluşturmaktadır. Ve bu işletmeler ülke sanayimiz içerisinde oldukça büyük bir yere sahiptirler. Ancak, geçmiş dönemlerde ekonomiyi bu kadar yakından ilgilendiren bir konuya gereken önem verilmemiş. KOBİler gerek ekonomik, gerekse sosyo- kültürel açıdan geçmiş dönemlerde hep ihmal edilmiştir. Ülkemizde KOBİlerin işletme ve istihdam sayısının yüksekliğine rağmen, ihracata gereken başarıyı yakaladığını söylemek mümkün değildir. Bunda da en büyük neden; KOBİlerin ekonomik ve sosyal yaşama sağladığı katkıların anlaşılamamasıdır. Ve bu anlayamama sonucu biriken ve bir türlü çözüme kavuşturulamayan sorunlar…
Aslında KOBİlerin yaşamış olduğu sorunları, genel olarak ülke ekonomisinin yaşadığı sıkıntılardan ayrı tutmak mümkün değildir. Pahalı enerji fiyatları, aşırı vergi yükü, Yüksek SSK prim oranları, yüksek enflasyon…. gibi sorunlar bütün işletmeler gibi, KOBİlerinde en büyük problemleridir.
Ekonomide yaşanılan bütün bu sorunlara ek olarak KOBİlerin direkt olarak yaşadığı sıkıntılar KOBİleri daha da zor durumda koymaktadır. İşte KOBİlerin yaşadığı sorunlardan bir kaçı; teşviklerden yeteri kadar faydalanamayan KOBİlerin bankaların kredilerinden aldıkları pay % 4 ile 5 civarındadır. Kendi sektörlerindeki gelişmeleri yakından takip edememe ve kalifiye elaman sıkıntısı özellikle Anadolu KOBİlerinin yaşadığı önemli sorunlardandır.
Üretimin ve istihdamın lokomotifleri konumundaki KOBİlere gereken önem verilmelidir. Özellikle banka kredileri ve teknolojik yenikleri takip etme konuları KOBİler için önemli konuların başında gelmektedir. Bu sorunların çözümüne dönük projelere şiddetle ihtiyaç vardır. Aksi takdirde; ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda daha büyük sorunlar kaçınılmaz görünmektedir.