AKİF EKİCİ

26. Dönem Gaziantep Milletvekili

HAKLI BİR BEKLENTİ...

Yıllardan beri Türkiyede yapılan zamların nedeni “Dolar” imiş gibi bir anlayış hakimdi. Ne zaman hükümetlerin paraya ihtiyacı olsa, zam yapmak akla gelen ilk yöntem oldu. Her zam yapıldığında, hemen dolar bahane edilir ve dünya piyasasında yaşanan gelişmeler ……… diye söze başlanırdı. Bu anlayış uzun zamandan beri devam ederek günümüze kadar geldi.
Her zaman devletinin yanında olan cefakar milletimiz, “ nasıl olsa tüm dünya da fiyatlar yükseliyor” diyerek yapılan zamları normal karşıladı.
Şimdi her zamanki yaşananların tersi bir durum yaşamaktayız. Türkiyede döviz fiyatları düşüyor. Bu durum ihracat açısından bir tehlike oluşturmaktadır ama, bugün burada buna değinmek istemiyorum…
Burada üzerinde durmak istediğim konu; “dolara endeksli olarak sürekli yükselen akaryakıt, elektrik ve doğalgaz fiyatlarının, dövizin inişe geçtiği bir dönemde neden inmediğidir”. Dolar, Eylül ayı içerisinde inişli çıkışlı bir trend izlese de Doların 2001 yılı Ağustos ayı değeri ile 2003 yılı Eylül ayı değeri aynı. Yani; Ağustos 2001 1 Dolar : 1.385.000 TL, Eylül 2003 1 Dolar : 1.385.000 TLdir.
Bu rakamlara baktığınızda, sanıyorum sizler de benim düşündüklerimi düşünüyorsunuz. Yani, fiyatların düşürülmesi gerektiği… Sanıyorum bu, vatandaş olarak herkesin en büyük beklentisidir. Çünkü bizler, yıllarca bu ürünlere dolar yükseliyor diye zamlı para ödedik.
Ama maalesef, bu ürünlerin fiyatları düşeceğine, sürekli olarak yükseliyor. Buradan da şu sonuç çıkıyor; “Doların yükselişi zamların nedeni değil, bahanesiymiş”.
Dolar ilk kez 2001 yılı Ağustos ayında 1 milyon 380li rakamları gördü. O zaman elektrik sanayiciye 78.650 TL, vatandaşa 93.050 TL, doğalgaz 210.486 TL, benzin 1.144.000TLye verilmekteydi.
Şimdi bir de günümüzdeki fiyatlara bakalım; elektrik sanayiciye 108 bin 50 TL, vatandaşa 127 bin TL, doğalgaz 226 bin 230 TL, benzin ise 1 milyon 782 bin TLden satılıyor. Bu fiyatlar 2001 yılı Ağustosu ile karşılaştırıldığında, elektrik fiyatının yüzde 37, benzin fiyatının yüzde 56, doğalgazın fiyatının ise yüzde 7, oranında arttığı görülmektedir.
Türkiyede yaşanan sorunların nedeni olarak hep, siyasi istikrarsızlık gösterildi. 3 Kasım seçimleri sonrası Türkiye, halkın büyük çoğunluğunun desteğinden yoksun tek parti iktidarıyla yönetilmeye başlandı. Türkiyenin sorunlarının kısa zamanda çözülecek sorunlar olmadığını herkes biliyor. Ama bu güne kadar en azından kalıcı bir takım adımların da atılması gerekmiyor muydu? Şimdi, haklı olarak hepimiz bir beklenti içerindeyiz. Yani, dövize bağlı olarak yükselen fiyatların düşürülmesini bekliyoruz.

Zaten hükümet iktidara gelmeden önce, “Acil Eylem Planı ve Altı Aylık” yapılacaklar listesinde “yatırım ortamının iyileştirilmesine” dair önlemleri alacağını taahhüt etmişti. Ama, bu konuda ciddi adımlar atıldığını henüz göremedik.

Halk, bugüne kadar yapılan zamlar konusunda büyük bir özveri göstermiştir. Sanayici uzun yıllar, zor koşullarda üreterek, ülkesine ve işçisine sahip çıkarak üzerine düşeni yapmıştır… Şimdi yapılması gereken; halkın ve sanayicilerin bekledikleri kalıcı ve istikrarlı adımların bir an önce atılmasıdır.

Sanayi üretimindeki en büyük maliyet girdilerinden olan akaryakıt, elektrik ve doğalgaza yapılan zamlar devam ettiği sürece, Türk sanayicisi yeni yatırımlar yapamayacak, büyüyemeyecek ve dünya ile rekabet etme gücünü kaybedecektir.